top of page

BİR GÜN ADASI - Erteleme Hastalığı

Güncelleme tarihi: 18 Kas 2023

Merhaba sevgili dostlar…. Yeniden normalleşmenin başladığı bu günlerde, yine kişisel gelişiminize katkıda bulunacağını düşündüğüm bir metafordan bahsetmek istiyorum: “Bir gün adası”

Hepimiz zaman zaman buraya yolculuk ediyoruz aslında. İsteyerek ya da farkında olmadan. Metaforun bir gün adası olarak adlandırılmasının sebebi aslında “bir gün yaparım.” dan geliyor. Yani bahaneleri sıralamaya başladığımızda bizler bir gün adasına gitmiş oluyoruz bile. Peki oraya gidince ne yapıyoruz? Zaten çıkmak istemediğimiz konfor alanımıza sıkı sıkıya tutunmuş ve onu daha da konforlu hale getirmiş oluyoruz.

Çoğu zaman ertelemeler (gerektiği durumlar hariç) “Daha sonra da halledebilme seçeneğimiz” olduğu ile ilgili bir yanılgı temelli gerçekleşmiyor mu? Hatta bir gün adasına gittiğimizde orda diğer konfor alanındakilerle de karşılaşıp ertelemeler hakkında sohbet de ediyoruz. Birbirimize gerekçelerimizden bahsediyor, tercih ettiğimiz konfor alanı için mantıksal zemin oluşturuyoruz. Hatta başkalarının da bizim gibi tercih ettiğini görmek bizlere kendimizi daha da güvende hissettiriyor.

Tercihlerle ilgili diyebilecek tek bir sözüm bile yok, bununla birlikte erteleme, kaçış vs. temelli tercihler temelinde “hazır olunmadığını” düşündürdüğü için bu konuyu açmak istiyorum.

“ – Spora başlamalıyım. -Ama gün içinde çok yoruluyorum. -Hayatım zaten çok yoğun. -Aslında o kadar da sağlıksız/ kilolu değilim…vs. vs. vs. ” gibi uzayıp giden ve ertelemeye mantıklı bir zemin oluşturma görevini üstlenen cevaplar bizi anlık olarak konfor alanımızda tutarlar, daha doğrusu konfor alanımızda kalmayı tercih ettiğimizde bu ve buna benzer mantıklı cevaplara ihtiyacımız vardır çünkü zihin çelişkiyi kabul etmez ve temelde iki yönteme başvurur; ya sizi bir gün adasına tatile gönderir yada rahatsızlık devam eder ve kalkıp harekete geçmeden rahatsızlığın sonlanmayacağını kabullendirir. İkinci bahsettiğim daha çok mantıklı bir sebep bulamadığımız zamanlarda kendiliğinden gerçekleşir.

Evet, kabul ediyorum; harekete geçmek, spor örneği üzerinden devam edecek olursak, kolay değil. Deyim yerindeyse kendimize meydan okumamız gerekiyor. Bununla birlikte şu detayı atlamamakta fayda var “Spor yapma ihtiyacı/düşüncesi”ni bize getiren ne? O an neden Ay’a gitmek değil de spor yapmak… Bunu hiç düşündünüz mü? Genel olarak şunu söyleyebilirim ki hiçbir düşünce, istek kendiliğinden ortaya çıkmaz. Bilinç ya da bilinçaltı düzeyde bir gereklilik ortaya çıkmıştır ki, o fikir aklımıza gelsin. Yani kısaca ihtiyaç düşünceyi, düşünce fikri, fikir de adım atmayı gerektiriyor. İşte bu adım atma noktasında bizler ya bir gün adasına gidiyoruz ya da hayatta istedikleri yerlerde olan insanların yaptığı gibi harekete geçiyoruz.

Sevgili dostlar; hiç kimse bir sürü ertelenmişlikle, yığılmış sorumluluklarla kafası rahat bir şekilde tatil yapamaz. Bu açıdan konfor alanımız için gittiğimiz o bir gün adası bir süre sonra kaygı seviyemizi arttırmaya başlar. Çünkü ya kalan zamanda başarabileceğimizden çok daha fazla sorumluluk bizi bekliyor ya da konfor alanımız bizi iyice hantallaştırmış oluyor. “Başarısızlık” duygusunun ne kadar can sıkıcı olduğunu bu noktada hissetmeye başlıyoruz. Sonrasında kaygı seviyemiz sağlıklı olanın üstüne çıkıyor ve bu noktadan sonra artık süreci kontrol etmek bizler için daha zor yada imkansız hale geliyor.

Zamanın ne kadar değerli olduğunu unutmayın. Hocalarımız bize şunu sık sık tekrarlarlardı: “Evet maddi olanaklar yönünden eşit değiliz, bulunduğumuz şartlar yönünden de eşit değiliz. Kimileri daha avantajlı olabilirler ama şunu unutmayın herkesin 24 saati var ve nasıl değerlendireceğinize karar vermek konusunda özgürsünüz.” - Erteleme hastalığı



Erteleme Hastalığı
Erteleme Hastalığı

Comments


bottom of page